top of page

Muhtar Bile Olamaz

  • Yazarın fotoğrafı: corvinaecorvus
    corvinaecorvus
  • 16 Ara 2022
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 24 Tem 2024


Karga

14 Aralık 2022



Bugün hatta ben bu yazıyı yazmaya başlamadan aşağı yukarı yarım saat öncesinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay 15 günlük bir hapis cezası ve bir de üstüne siyasi yasak geldi. Tabi herkesin aklına da benim ayar olduğum şu ‘’tarih tekerrür ediyor abi’’ muhabbeti geldi. Bilmeyenler için; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 26 Mart 1999 tarihinde -ki o zamanlar İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı idi- "halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" gerekçesiyle 10 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Bu olay sonrasında seçime giren AKP, köklü siyasi partileri ve siyasetçileri dumura uğratarak kimsenin beklemediği kadar yüksek bir oyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yönetecek konuma gelmişti. Durum böyle olunca; yanlış zamanlarda çok ama çok yanlış insanlarla (Nagehan Alçı, Cem Özdemir ve Canan Kaftancıoğlu gibi) yaptığı görüşmeler, yanında bulundurduğu kurmayları ve yerli yersiz açıklamaları ile siyasi kariyeri açısından kendi topuğuna sıkmış olan İmamoğlu sahnelere geri döndü diyebiliriz. Peki, sıradaki cumhurbaşkanı İmamoğlu mu?


Açık konuşmak gerekirse İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanı olan kimseler her zaman potansiyel cumhurbaşkanı adayı olarak görülür, Amerika Birleşik Devletleri’nde başkan yardımcısı ve/veya dışişleri sekreteri nasıl potansiyel aday olarak görülüyorsa o şekilde. Nitekim bu dinamiğin ardında pek çok faktör vardır diyebiliriz; ülkenin ticaret, kültür-sanat merkezinin İstanbul olması, ülkenin nüfus yoğunluğunun yine orada bulunup çok farklı bölgelerden gelen insanları barındırmasından ötürü aslında bir ‘’mini Türkiye’’ olması ve benzeri... Hâlihazırda bulunduğu konuma maruz kaldığı engellemeler ve baskılar da eklenince kendisi İstanbul’u ikinci kez kazandı ve rozetini iyice parlattı diyebiliriz.


Yaşanan son olay ise kariyerini tekrar raya soktu kısacası ancak ben, Erdoğan ile İmamoğlu’nun durumu aynı olmadığı için birebir aynı sonuca varacağı konusunda çok kesin konuşamıyorum. Zira Erdoğan’ın davasının ardında cumhuriyetle barışamamış bir güruhun cumhuriyet ile mücadelesi ve bundan da öte ‘’kentleşememiş’’ halkın içerisinde bulunduğu fukara edebiyatının da etkisi yüksekti, hatta bana sorarsanız en büyük sebepler bunlardı. Yani Erdoğan’ın ardında çok radikal bir hikâye vardı ve bu hikâye gördüğü baskılar sonucunda kendi kitlesinde bir anlamda ‘mit’ oluşturdu. İnsanlar hikâyeleri sever, hep sevdi ve her zaman da sevecek zaten medeniyetleri oluşturan da bu anlatılar değil midir?


Daha önceki yazılarımdan da benim bulunduğum politik konumu az çok anlamışsınızdır diye düşünüyorum; benim benimsediğim bu ülkenin kurucu ilkelerine dayanan hangi fikir varsa mahallemizdeki ‘’uzun abi’’nin bu fikirlerle bir sorunu var, her zaman da vardı ki bunu görmemek, görüp de inkâr etmek ahmaklık olur. Ekrem Abi’ye gelecek olursak; daha tüm bu olaylar yaşanmadan önce benim kafamda ‘’aha bak bi’ tane daha’’ fikrini uyandırmış bir kimsedir kendisi. Yani ideallerimle uyuşan bir aday değil kendisi, o kadarı açık ancak çok da kötü bir tercih olacağını sanmıyorum bununla birlikte kendisinin de bir hikâyesi var aslında ancak rakibi kadar köklü değil.


Bazılarınızın kafasında ‘’ulan bu adam siyasi yasaklı değil mi nasıl cumhurbaşkanı adayı olacak’’ sorusu oluştuysa haklı bir itiraz diyebilirim ki zaten tam da bu yüzden durum tam net değil. Net değil çünkü İmamoğlu’nun kararı henüz kesinleşmedi, üst mahkemelere başvurularda bulunacaklar. Şu an için seçimlere 6 ay var gibi gözüküyor, bu 6 ay içerisinde karar sonuçlanırsa ve onanırsa İmamoğlu siyaset dışı kalmış olacağı için cumhurbaşkanı adayı olması mümkün değil lakin eğer ki bu karar seçim tarihine kadar kesinleşmezse ya da karar bozulursa işte o zaman siyasi bir atılım görebiliriz. Karar seçim tarihine kadar kesinleşse de uzun vadede kesinlikle Ekrem İmamoğlu’na fayda sağlayacaktır. Eğer ki düşünülen olursa 2023 seçimlerinde iki demagogun çatışmasını izleyeceğiz demektir, sonumuz hayrola…



Comments


Fikir ve görüşleriniz için...

Gönderiminiz için teşekkürler!

İnsan, anılarda yaşar.

bottom of page